Pages - Menu

3 Nisan 2013 Çarşamba

Kiera Cass - Beni Seç


Nerede “Beni Seç” afişini görsem, America karakteri aklıma geliyor ve sinirleniyorum. Sanırım Gabriel’in Cehennemi’ndeki kitap karakterlerinden sonra en sinir bozucu bulduğum karakter, tabi bunda yazarı suçlamalıyım neden kızı böyle ikilemde bıraktı diye.
 ***
Bu distopik romanda birbirini deli gibi seven bir çiftimiz var, Aspen ve America. Ne yazık ki Aspen, America’nın bulunduğu sınıftan bir düşük seviyedeki ‘hizmetkarlar’ sınıfında. ikisinin de bulunduğu sınıflar yaşamını geçindirmesi zor olan sınıflar ancak America’nın bir avantajı var. Prens Maxon gelecekteki eşini seçiyor ve America da her kız gibi bu “seçim” etkinliğine başvurma hakkına sahip. Belki de şans onun yüzüne güler ve bu seçim sayesinde kendini bu zalim hayattan kurtarma şansını yakalar. Aspen de America’yı ne kadar çok sevse de önünde onun böyle bir imkanı varken denememesini saçma bulur. Çünkü birlikte yaşayacakları gelecek, sefaletten başka bir şey değildir. 
 ***
Çoğu  romantik kitapta sevdiceğinin geleceği için fedakarlık yapmak zorunda kalan erkek karakterleri okuduk ve onlara sempati duyduk. Ama yazarımız bu kitapta America’nın diliyle Aspen’i öyle bir suçluyor ki – işi neredeyse kızı başka biriyle aldatmaya getiriyor- ister istemez siz de Aspen’e bir kin duyuyorsunuz. Zaten böyle bir durum olmasa Prens Maxon’ı bu kadar kolay sevebilir miydim, bilemiyorum?!

Prens Maxon için söylenecek söz yok, omuzlarındaki yük şuydu buydu demeyeceğim. Halkı büyük sefalet çekiyor, gerçekleriden uzak bir yaşam sürse de kayıtsız kalmıyor ve gereken neyse yapmaya çalışıyor. America’yı büyüleyen de Prensin bu özelliği oluyor. Prens her şeye rağmen America’nın her türlü şımarıklığını tolere ediyor, ben de prensin en çok bu yönünü sevdim. Çünkü sınıfı ne olursa olsun, kendini kurbanlık koyun gibi hissetse de Prens onu orada zorla tutmuyordu ki ,kime bu afra tafralar, kabalaşmanın ne anlamı var canım.

Gerçekten kitapta America karakterini hiç sevemedim, ilk kitapta daha çok karakterlerin kişilikleri üzerine yoğunlaşılmış, çok fazla gelişen bir şey olmadı. Bu yüzden sırf Aspen ve Maxon için seriyi okumaya devam edeceğim. Umarım America’nın birazcık daha olgunlaştığını görürüm de onun karakterini okumak bana eziyet gibi gelmez :)

Puan olarak da duygusallık bakımından ikilemde bıraktığı için 2 ama yarattığı karakterlerden Maxon okunmaya değer olduğu ve eleştirdiği dünya nedeniyle de puanını 3,5 ‘a yükselten bir kitap oldu benim gözümde :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder